MAKALEYİ SESLİ DİNLE
Getting your Trinity Audio player ready...
|
Öğrenme Güçlüğü Nedir?
Öğrenme güçlüğü, normal yada normalin üzerinde zekaya sahip (IQ >85) okuma yazama ve akıl yürütmede zorlanan, matematiksel becerilerini kazanma ve kullanmada zorlanan, herhangi duyusal özrü olmamasına rağmen, konuşma, dinleme, kendini ifade etmede zorlanan, sosyal etkileşim ve algılamada problem yaşayan, belirgin beyin patolojisi, ruhsal hastalığı olmamasına rağmen normal eğitime rağmen zekasına ve yaşına uygun başarı gösteremeyen bireylerin durumuna denir.
Özgül öğrenme güçlüğü ile ilgili ilk tanımlamalar, bu bozukluğun genellikle biyolojik kökeni ile ilgili olmuştur. Bu tanımlardan bazıları, “Minimal Beyin Hasarı”, “Minimal Beyin Disfonksiyonu” ve “Kontinental Kelime Körlüğü” olarak karşımıza çıkar. Genellikle araştırma yapan araştırmacılar, konuyu kendi yaklaşımlarına göre şekillendirmişlerdir. Bu tanımların bazıları şu şekildedir:
- Okuma Güçlüğü,
- Okuma Geriliği,
- Gelişimsel Okuma Geriliği,
- Gelişimsel Disleksi,
- Primer Okuma Geriliği,
- Disleksi,
- Akademik Beceri Bozukluğu,
- Özel Öğrenme Güçlüğü,
- Öğrenme Güçlüğü,
- Özgül Öğrenme Güçlüğü
Öğrenme bozukluklarının tanısı genellikle bebeklik, çocukluk ve ergenlik dönemlerinde konur. Öğrenme güçlüğü yaşayan bireylerde genellikle, bireysel uygulanan standart testlerle bireyin kronolojik yaşı, zekâ hazırbulunuşluk durumuna göre matematik beceriler, okuma ve yazılı anlatım becerilerinin beklenenden daha aşağı seviyede olması söz konusudur. Özgül Öğrenme bozukluğu olan bireyler, okul başarısında, matematik becerilerinde, okuma yazma becerilerinde günlük yaşamını olumsuz etkilemektedir.
Özgül öğrenme güçlüğü olan bireylerin zeka düzeyleri her ne kadar normal ya da normalin üzerinde de olsa, okul hayatında başarısız olmaları ve kendilerinden beklenen düzeyde performans gösterememeleri söz konusu olmaktadır. İlkokula başladıkları zaman okumayı çözemediklerinden dolayı sınıf ortalama düzeyinin gerisinde kalırlar.
Öğrenme sorunlarıyla ilgili alan yazında kullanılan terimler şu şekilde sıralanabilir:
- Öğrenme güçlüğü
- Beyin disfonksiyonu
- Diffüz beyin hasarı
- Serebral disfonksiyon
- Kavramsal özürlü
- Dürtü kontrolü bozuklukları
- Karakter dürtü bozukluğu
- Motor koordinasyon bozuklukları
- Dikkat bozukluğu
- Algılama bozuklukları
- Disleksi
- Hiperkinetik davranış bozukluğu
- Hiperkinetik darbe sendromu
- Minimal beyin fonksiyon bozukluğu
- Minimal beyin yaralanması
- Minimal beyin hasarı
- Hafif serebral yaralanma
- Hafif kronik beyin hasarı sendromu
- Hafif beyin hasarı
- Beyin hasarı
- Algı özrü
- Algı engeli
- Nörolojik özürlü
- Organik davranış bozukluğu
- Özel öğrenme bozukluğu
- Psikonörolojik öğrenme bozukluğu
DSM-IV’e Göre Disleksi Tanısı
DSM-IV’te disleksi tanısına ilişkin verilen ölçütler şu şekildedir:
- Bireysel olarak uygulanan standart doğru okuma ya da kavrama testleri ile ölçüldüğünde, bireyin kronolojik yaşı, ölçülen zekâ düzeyi ve yaşına uygun olarak aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda okuma başarısı beklenenin önemli ölçüde altındadır.
- A tanı ölçütündeki bozukluk, okul başarısını ya da okuma becerileri gerektiren günlük yaşam etkinliklerini önemli ölçüde bozar.
- Duyusal biz bozukluk varsa bile okuma zorluğu genellikle buna eşlik edenden çok daha fazladır.
Taner ölçülerinde de görüldüğü üzere bir bireye disleksi tanısının konulması için bireyin kendisinden beklenen okuma seviyesinin çok altında bir performans göstermesi gerekir. Bu performans seviyesi başta öğretmen olmak üzere, anne-baba tarafından önemli bir gözlem sonucunda tespit edilmesi gerekir. Genellikle bireyin diğer bireylerle kıyaslanması sonucunda bu düzey fark edilir. Oysa böyle bir gözlem yapılmadığı takdirde öğrenme güçlüğü okuma ve anlama düzeyi süreç içerisinde daha da düşebilmektedir. Ne kadar geç tanı konursa, problem o düzeyde büyümektedir. Erken yaşta öğrenme güçlüğü tanısı konursa ve müdahalede bulunulursa, problemin üstesinden gelmesi de o derece kolay olacaktır. Burada özellikle sınıf öğretmenlerinin, rehber öğretmenlerinin yanlış yönlendirmemesi önem arz etmektedir. Nitekim birçok çocuk yanlış yönlendirme sonucunda tanı ve tedavide geç kalmaktan dolayı problemin derinleşmesine sebep olmaktadır
İlkokul özellikle birinci sınıf- öğretmenlerinin, çocuk doktorları ve eğitimcilerin erken fark etmeleri ve erken tanı konularak çalışılması bu problemin çözümünde ciddi önem arz etmektedir. Özellikle İlkokul öğretmenleri bireyselleşmiş eğitim programı hazırlayıp değerlendirmeyi de buna göre yapmaları önem arz etmektedir. Bu durum öğrenme güçlüğünü problem açısından olası olumsuzlukları minimum düzeye indirgeyecektir.
1.4.1.Özgül Öğrenme Güçlüğünün Sebepleri
Kısaca öğrenme güçlüğünün sebepleri kesin olarak bilinmemekle birlikte sebep olduğu düşünülen faktörler şöyle sıralanabilir:
- Genetik sebepler,
- Kan uyuşmazlığı, kızamıkçık,
- Doğum sonrasında beyinde hasar oluşturabilecek çarpmalar zedelenmeler
- Alerjik durumlar,
- Yakın akraba evliliği,
- Vitamin, mineral eksikliği,
- Gebelik esnasında annenin beslenememesi,
- Kalıtımla geçen nörolojik rahatsızlıklar (MEB, 2007).
Özgül öğrenme Güçlüğü Nörolojik Fonksiyonlardaki Bozukluk
Özgül öğrenme güçlüğüne yönelik son zamanlarda nörolojik muayene ve EEG’nin etkin kullanılmasıyla birlikte nörolojik özellik kazanmıştır. Öğrenme beyin nöronları arasındaki etkileşim ve aktiflikle yakından ilişkilidir.
Yapılan bazı araştırmalara göre özgül öğrenme güçlüğü sadece bir değil, birden çok alanda bulunan işlevsel bozukluk sonucu meydana gelmiştir. Bunlar aşağıda bulunduğu gibidir.
- Giriş
- İşlem
- Bellek
- Çıkış
Bu dört aşamada meydana gelen bozukluklar öğrenme güçlüğüne sebep olmaktadır.
Giriş (input), aşaması bilgilerin beyne girişi ve algılanması aşamasıdır. Giriş aşamasında problem olduğu takdirde harfler ters dönebilir. Örneğin b-d, u-n, 9-6 şeklinde algılanabilir. Birey benzer sesleri karıştırabilir, yönerge dinlemekte zorluk çeker, yön karıştırabilir (sağ-sol). Bazen harfleri bazen de kelimeleri karıştırabilir, ters çevirebilir. Girişte yaşanan bu problem öğrenme güçlüğünün ilk aşamasını oluşturur.
İşlem (Entegrasyon), aşamasında alınan bilgiler kaydedilir, organize edilir, anlaşılarak işleme konularak yorumlanma aşamasıdır. İşlem aşamasında bilgileri sıralama, soyutlama ve organizesi yapılır. İşlem aşamasındaki bu unsurlardan bir yada birden fazlasında bozukluk olması, öğrenme bozukluğu göstergesidir. Genellikle ay, gün, harf ve sayıları karıştırması söz konusudur.
Bellek (Depolama), aşaması, bilgiler depoda biriktirilir. Kısa süreli bellek bozuklukları (görsel, işitsel) daha çok kısa süreli bellekte beraber görülür.
Çıkış (Output), aşamasında bilginin (mesajın) beyin tarafından bedenin çeşitli bölgelerine (kas, hücre) gönderilmesi sürecini kapsar. Yiğiter’e (2005) göre, öğrenme güçlüğü yaşayan bireyler, kendini ifade ederken, kitap okurken, yazı yazarken, bedensel hareketler yaparken, bisiklet sürerken güçlük yaşar.
Kaynak: Adnan Kalkan, “Özgül Öğrenme Güçlüğü” Kitabı