MAKALEYİ SESLİ DİNLE Getting your Trinity Audio player ready... |
Aile huzurunu tehdit eden önemli meselelerden biri, eşlerden birinin çevresinin, arkadaşlarının veya geniş ailesinin söylediklerine dayanarak kendi eşiyle tartışma çıkarmasıdır. Bu durum, güven ve iletişim eksikliğine işaret ederken, aile birliğine zarar verme potansiyeline sahiptir. Bu makalede, bu spesifik sorunun nedenleri ve çözüm yolları ele alınacaktır. Özellikle eşlerden birinin kendi ailesinin(anne-baba) dolduruşuna gelip eşine karşı saldırgan ve sözel şiddet söylemlerinde bulunması sonucu aile içi iletişim ve huzur zarar görmektedir.
Sorunun Temel Nedenleri
Sorunun Yol Açabileceği Sonuçlar
Çözüm Önerileri
Bu tür bir durumla başa çıkmak için genel çözümler yerine, özellikle bu soruna yönelik etkili stratejiler üzerinde durulmalıdır.
Eşler, birbirlerine sadakat ve bağımsızlık konusunda net sınırlar koymalıdır. Evlilik, iki şahsın arasındaki özel bir bağdır ve üçüncü şahısların müdahalesine kapalı olmalıdır. Bu nedenle, eşlerden biri ailesine veya arkadaşlarına, evlilik meselelerini tartışma konusu yapmayacağını açıkça ifade etmelidir.
Dışarıdan gelen yorumlara inanmak yerine, eşler birbirleriyle konuşarak meseleleri doğrudan çözmelidir. Bir eş, duyduğu bir şeyi hemen bir tartışma konusu yapmak yerine, “Böyle bir şey duydum, ama önce senin fikrini almak istiyorum” diyerek yaklaşmalıdır. Bu yöntem, sorunun büyümesini engeller ve eşler arasındaki bağı güçlendirir.
Eş, dışarıdan gelen sözleri doğrudan kabul etmek yerine sorgulamalıdır. “Bu bilgi ne kadar doğru?”, “Bu kişinin amacı ne olabilir?” gibi sorular sorarak, sağduyulu bir yaklaşım benimsemek önemlidir. Evlilikte öncelik eşin düşüncelerine verilmelidir, başkalarının değil.
Eşler arasında güven tesis edilmesi, dış etkilerin gücünü zayıflatır. Eşine olan sevgi ve güveni açıkça ifade etmek, eşin dışarıdan gelen olumsuz sözlere daha az önem vermesini sağlar. Ayrıca, bu güven ortamı, eşlerin birbirine daha bağlı hissetmesine yardımcı olur.
Müdahaleci aile üyeleri veya arkadaşlar, bu tür problemlerin kaynağı olabilir. Eşlerden biri, kendi ailesi veya çevresiyle açık bir şekilde konuşarak evlilik meselelerinin özel olduğunu ve tartışmaya kapalı olduğunu ifade etmelidir. Bu, saygılı ancak kararlı bir duruşla yapılmalıdır.
Eşler, evlilikte ortak amaçlar belirleyerek birbirlerine olan bağlılıklarını artırabilir. Bu amaçlar, dışarıdan gelen etkilerin aile huzurunu bozmasını zorlaştırır. Örneğin, birlikte bir ev inşa etmek, çocukların eğitimine odaklanmak gibi amaçlar, çiftlerin birlikteliğini güçlendirebilir.
Sorun sürekli tekrarlıyorsa, çift bir aile danışmanından destek alabilir. Uzman bir üçüncü şahıs, sorunun kökenine inerek etkili çözüm önerileri sunabilir. Olası böyle bir durumda eşlerden biri karşı koymamalıdır. Birlikte hareket etmelidir.
Sonuç olarak, eşlerden birinin dışarıdan gelen sözlerle hareket etmesi ve bu sözleri doğrudan eşine yansıtarak tartışma başlatması, evlilikte ciddi huzursuzluklara yol açabilir. Bu durum, sadece eşler arasındaki güveni zedelemekle kalmaz, aynı zamanda aile içindeki duygusal bağı da zayıflatır. Dış etkilerden kaynaklanan tartışmalar, eşler arasında bir iletişim kopukluğuna neden olabilir ve evliliğin mahrem yapısını tehdit edebilir. Bu nedenle, eşlerin dış seslere karşı birlikte hareket etmeyi öğrenmesi hayati bir önem taşır. Çevreden gelen yorumlar, bazen iyi niyetle yapılsa bile evliliğin dinamiklerini bozacak şekilde yanlış anlaşılmalara sebebiyet verebilir. Bu noktada, eşlerin, duydukları her şeyi sorgulayıp değerlendirdikten sonra, birbirleriyle açık bir şekilde paylaşmaları ve konuyu büyütmeden çözüm üretmeleri gerekir.
Sağlıklı bir evlilik, çiftlerin kendi sınırlarını belirleyip dış müdahalelere karşı bir kalkan oluşturmalarıyla mümkün hale gelir. Buna sınırlılık ve sorumluluk diyebiliriz. Bu sınırların korunması, eşlerin kendi aralarındaki güveni artırır ve dışarıdan gelen olumsuz etkilerin evliliğe zarar vermesini engeller. Ayrıca, iletişim kanallarının her zaman açık tutulması ve tartışmalardan önce karşılıklı fikir alışverişinin önceliklendirilmesi, evliliğin güçlü bir temele dayanmasını sağlar. Eşler, birbirlerinin düşüncelerini dikkate alarak hareket ettiğinde, dışarıdan gelen sözler etkisini yitirir ve aile birliği daha sağlam bir hale gelir. Bu yaklaşım, evlilikte huzuru korumanın ve çiftlerin birbirine daha sıkı bağlanmasının anahtarıdır.
Özetle, el sözü ile yuva kurulmadığı gibi devam etmez. Kaynana, kayınbaba, görümce, elti, baldız, kayın vs. aile konularına müdahalede bulunmamalıdır. Bazen iyilik yapayım derken yuvanın yıkılmasına sebebiyet verebilmektedir. Eşler kendi yuvalarını kurmak, korumak ve devam ettirmeyi öğrenmeli ve kendilerini dış müdahaleye kapatmalıdır. Sadece ihtiyaç hissettiklerinde istişare ederek tecrübelerden faydalanmalıdır.
Adnan Kalkan
adnankalkan01 @gmail.com
www.adnankalkan.com.tr
Aile birliğinin en önemli unsurlarından biri karar alma süreçleridir. Evlilikte eşler; çocukların eğitimi, harcamalar, sosyal…
Aile, ferdin karakterinin ve inanç yapısının temellerinin atıldığı ilk sosyal yapıdır. Ailede şekillenen değerler; toplumun…
Dijital çağın bir gerçeği olan sosyal medya, hayatın hemen her alanına sirayet etmiş durumdadır. Bilgiye…
Dijitalleşmenin hızla arttığı günümüzde, çocukların yaşamı bilgiye erişim, fırsatlar ve aynı zamanda birçok riskle (bağımlılık,…
Boşanma, sadece eşler arasındaki hukuki bir ayrılık değil; aynı zamanda aile sisteminin derinden etkilendiği sosyolojik,…
Evlilik, sadece aynı çatı altında yaşamak değil, birbirine gönülden bağlı, sevgi ve saygı ile harmanlanmış…